30. Sürdürülebilirlik Gündemi’nin konuğu Local Makers Kurucu Ortağı Yağmur Çoban oldu

Özel günler tüketici davranışlarını büyük ölçüde etkiliyor. Markaların tüketimi desteklemesinin de etkisiyle adeta bir "özel günler ekonomisi" ortaya çıkıyor. Peki, günümüzde tüketim kültürüne hizmet etmeden hediyeleşmek mümkün mü? 10 Şubat Perşembe günü gerçekleşen yayında Local Makers Kurucusu Yağmur Çoban ile etki odaklı hediyeleri ve kuruluş hikayelerini konuştuk, ilham veren "maker"ların hikayelerini kendisinden dinledik.

Yağmur Çoban’a göre tüketim kültürüne hizmet etmeden hediyeleşmek mümkün. Çoban: “Tüketim kültürüne odaklı bir şekilde yaşamak zorunda değiliz. Fazla tüketmek istemiyor, fazla para harcamadan değerli hediyeler vermek istiyorsanız farklı bir şekilde hediyeleşmek mümkün.” Local Makers internet sitesinde sevdiklerine etki odaklı hediye vermek isteyenler için “Etik Hediye Seçme Rehberi” oluşturmuşlar. Local Makers’a göre sevdiklerimize bizi hatırlatacak, yaşamları boyunca yalnızca bir meta olarak değil bir anı, bir değer olarak da onlarla kalacak etik, çevreye duyarlı ve sorumlu bir hediye seçmek için aşağıdaki 6 soruyu sorabilir ve en az üç tanesine olumlu yanıt aldığımız hediyeyi seçebiliriz. 

  • Alacağım hediye çalışanlarını gözeten, emeklerinin karşılığının verildiği adil ve güvenli bir ortamda mı üretildi?
  • Tercih ettiğim hediyenin üreticisi yerel ve küçük bir işletme mi? 
  • Beğendiğim hediyenin üreticisi yerel topluluklara, kadın emeğine, zanaat ve el işçiliğine, dezavantajlı gruplara sosyal fayda sağlamayı amaçlıyor mu? 
  • Alacağım hediye bir ihtiyacı karşılıyor mu? İşlevsel, fonksiyonel ve zamansız mı?
  • Seçtiğim hediyenin materyali çevreye duyarlı hammaddelerden mi oluşuyor? 
  • Alacağım hediyenin paketlemesinde ekolojik malzemelerden seçilmiş, biyobozunur, geri dönüştürülmüş ya da yeniden kullanıma müsait ambalajlar tercih ediliyor mu?

Sürdürülebilirlik Gündemi’nin konuğu Local Makers Kurucusu Yağmur Çoban olacak

Sürdürülebilirlik Gündemi'nin konuğu Local Makers Kurucusu Yağmur Çoban olacak.

Özel günler tüketici davranışlarını büyük ölçüde etkiliyor. Markaların tüketimi desteklemesinin de etkisiyle adeta bir “özel günler ekonomisi” ortaya çıkıyor. Peki, günümüzde tüketim kültürüne hizmet etmeden hediyeleşmek mümkün mü? Local Makers Kurucusu Yağmur Çoban ile etki odaklı hediyeleri ve kuruluş hikayelerini konuşacak, ilham veren “maker”ların hikayelerini kendisinden dinleyeceğiz.

Sürdürülebilirlik Gündemi, 10 Şubat 2022 Perşembe günü saat 16:00’da Sürdürülebilirlik Adımları Derneği YouTube kanalında gerçekleşecek.

Herkesi etkinliğimize bekliyoruz… Görüşmek dileğiyle!

Sürdürülebilirlik Gündemi’nin konuğu Mazars Denge CEO & Kurumsal Sürdürülebilirlik Elçisi Dr. İzel Levi Coşkun oldu

Bireyler olarak sürdürülebilir yaşam konusunda elimizden gelenin en iyisini yapsak da sürdürülebilir bir dünya için özel sektörün kilit bir rolü olduğu tartışılmaz bir gerçek. Mazars Denge CEO & Kurumsal Sürdürülebilirlik Elçisi Dr. İzel Levi Coşkun 29. Sürdürülebilirlik Gündemi’nin konuğu oldu. Kurumsal sürdürülebilirlik yolculuğunu ve sürdürülebilir bir dünya hedefine nasıl ulaşabileceğimizi dinleyicilerle paylaştı.

“Süreklilikten Sürdürülebilirliğe” kitabında süreklilik ve sürdürülebilirlik arasındaki farkları maddeler halinde listeleyen Dr. İzel Levi Coşkun iki kavram arasındaki ilişkiyi şu sözlerle dile getirdi: “Süreklilik tarafında yapılan her şey yanlıştır demiyorum. Ancak sadece süreklilik tarafına yapılan yatırımla dünya küresel bir krize girdi. Şu andan itibaren, sürdürülebilirlik tarafına yatırım yapmamız, doğru ölçüm mekanizmalarını oluşturmamız, paydaşlara yarattığımız etkiyi doğru bir şekilde ölçmemiz, “girdiler, aktiviteler, çıktılar ve sonuçlar” kısmını döngüsel bir şekilde yeniden modelleyerek, bunlar arasındaki ilişkiyi entegre bakış açısıyla ortaya koymamız gerekiyor.”

Sürdürülebilir Bir Dünya Hedefine Ulaşmak

Sürdürülebilir bir dünya hedefine ulaşmak için bireysel dönüşümün önemini vurguladık. Dr. İzel Levi Coşkun: “Önce dönüşüme kendimizden başlamamız lazım. İş başa düşüyor. Sistemlerin başında bulunanların -CEO’lar, yöneticiler, politikacılar- örnek olması gerekiyor. Dönüşüme ilk kendilerinden başlamaları gerekiyor. Her şey farkındalıkla başlıyor. O farkındalığın getirdiği bir sorumluluk var, o sorumluluğun getirdiği de bir aksiyon var. Bir yerlerden bir şeylerin yapılmasını beklemek yerine, baştan kendimizin inisiyatif kullanarak adımları atması gerekiyor.” Dr. Coşkun’a göre bu dönüşümün temelinde bir takım alışkanlıklarımızdan vazgeçmemiz, aktiviteleri azaltmamız, iş modellerimizi dönüştürmemiz yatıyor.

Kurumsal sürdürülebilirlik bağlamında sürdürülebilirlik raporunun rolünü ve çalışan katılımını ele aldık. Dr. Coşkun: “Şirketlerde bir sürdürülebilirlik komitesi oluşturulmalı. Yönetim kurulu ya da icra kurulundan üst düzey bir yetkilinin liderliği altında bu komitenin oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Aldıkları kararlarla icra kuruluna veya yönetim kuruluna bağlı olmalılar. Bu komitenin içinde mutlaka farklı departmanlardan farklı seviyelerdeki çalışanların temsilci olarak yer alması gerekiyor.” 

Çalışan katılımının sağlanması için sivil toplum kuruluşları ile iş birliklerinin öneminin de altını çizdik.  Dr. Coşkun: “Sürdürülebilirlikte paydaş katılımı ilk yapılması gereken şeylerden biri. Şirketlerin stratejisi ve yaklaşımı ile paydaşların istekleri arasındaki uyumun sağlanması çok kritik. STK’lar ile iş birliği yaptığınız zaman, paydaşların bu konularla ilgili neler düşündüklerini, neler yaptıklarını görebiliyorsunuz. İkinci tarafı, STK’ların çok büyük kaldıraç etkisi yaptığı görülüyor ve çalışanlar da bu etkiyi gördükleri zaman kaldıraç etkisinin bir parçası olmak istiyorlar. Onlar için motivasyon kaynağı oluyor.”

Sürdürülebilirlik Gündemi’nde iklim krizinden çıkışı ve adil dönüşümü konuştuk

Her yıl yüzlerce ülkenin katılımı ile gerçekleşen Taraflar Konferansı'nın (COP) bu yıl Glasgow'da 26.'sı gerçekleşti. Zirvede kömürden çıkış, ormansızlaşmanın engellenmesi, metan gazı emisyonlarının azaltılması gibi konularda yeni taahhütlerde bulunulsa da atılacak adımlar iklim krizinden çıkış için yetersiz bulundu. Avrupa İklim Eylem Ağı, Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz ile COP26 sonrası gündemi, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve adil dönüşümü, iklim krizinden çıkış için atılması gereken adımları konuştuk.

Özlem Katısöz’e göre, COP26 iklim krizinden kaynaklı zararların karşılanması için ayrı bir finansman aracının oluşturulması, daha iddialı iklim hedefleri koyulması, fosil yakıtlardan çıkışın gündeme alınması açısından başarılıydı. Ancak iklim anlaşmasında son dakika yapılan kelime revizyonları, iklim krizinde büyük payı olan ülkelerin elini taşın altına koymaması, COP26’nın kapsayıcılığı tartışma konusuydu. Katısöz: “COP26 ile kömürün bir geleceğinin kalmadığı, geride bırakılması gereken bir kaynak olduğu resmileşmiş oldu.”

İklim krizi ile uluslararası mücadelede Türkiye’nin konumunu da tartıştık. Özlem Katısöz’e göre, Avrupa Yeşil Mutabakatı Türkiye’nin Paris Anlaşması’na taraf olmasının arkasındaki güçlü motivasyonlardan biri. Katısöz: “Türkiye finansa erişim konusu nedeniyle Paris Anlaşması’na taraf olmuyordu. İklim krizi ile mücadelede belirleyici bir ülke olabilecekken geride kalan, reaksiyon gösteren ülke konumunda oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Paris Anlaşması’na taraf olacağımızı söylemesiyle, Türkiye için yeni bir dönem başladı. Daha önemli bir gelişme ise Türkiye’nin 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefini açıklamasıydı.”

İklim Krizinden Çıkış

Avrupa İklim Eylem Ağı’nın çalışmalarını, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın iklim krizi ile mücadelede rolünü ve adil dönüşümü sohbetimizde ele aldık. Katısöz’e göre, iklim krizi ile mücadelede sektörel değişimler tasarlanırken kırılgan gruplar için adaletin sağlanması gerekiyor. Katısöz: “Adil dönüşüm, meşakkatli ama kritik de bir konu. Kırılgan grupların geride kalmaması, mağdur olmaması, hatta dönüşümün yarattığı fırsatlardan öncelikle kırılgan grupların faydalanması anlamına geliyor. Kimsenin geride kalmadığı bir dönüşümden bahsediyoruz.”

Adil dönüşümün sosyal politikalar, iş gücü ve meslek politikaları ile birlikte ele alınması gerektiğini söyleyen Katısöz sözlerine şöyle devam etti: “Küresel sıcaklığı ortalama 1,5 derece ile sınırlandırmak istiyorsak karbon yoğun sektörlerin ortadan kalkması lazım. Artık kömürden elektrik üretmememiz, petrolü ve doğalgazı bırakmamız lazım. Bu bazı sektörlerin ortadan kalkması anlamına geliyor. O sektörlere bağlı iş gücünün, yerel ekonominin tamamen değişmesi gerekiyor. O iş gücünün başka düşük karbonlu iklim nötr sektörlere dönüşmesine dayalı politika uygulama mekanizmalarının tasarlanması adil dönüşümün önemli parçalarından bir tanesi.”

Dönüşüme Hazır Olmak

Katısöz: “Bu gezegen bizimle ya da biz olmadan var olacak. Barınmaya, gıdaya, temiz havaya, suya erişmek istiyorsak iklim krizinin varlığını tanımalıyız. Bunu reddetmemeliyiz ve dönüşüme hazır olmalıyız. Emisyona sebep olan sektörlerin dönüşümünden bahsediyoruz. Bu ancak üst ölçek politika kararlarıyla başarılabilir.”

Sürdürülebilirlik Gündemi’nde iklim krizinden çıkışı konuşuyoruz

Sürdürülebilirlik Gündemi'nin konuğu Avrupa İklim Eylem Ağı Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz olacak

Her yıl yüzlerce ülkenin katılımı ile gerçekleşen Taraflar Konferansı’nın (COP) bu yıl Glasgow’da 26.’sı gerçekleşti. Zirvede kömürden çıkış, ormansızlaşmanın engellenmesi, metan gazı emisyonlarının azaltılması gibi konularda yeni taahhütlerde bulunulsa da atılacak adımlar iklim krizinden çıkış için yetersiz bulundu.

Avrupa İklim Eylem Ağı Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz ile COP26 sonrası gündemi, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve adil dönüşümü, iklim krizinden çıkış için atılması gereken adımları konuşacağız.

Sürdürülebilirlik Gündemi, 16 Aralık 2021 Perşembe günü saat 16:00‘da Sürdürülebilirlik Adımları Derneği YouTube kanalında gerçekleşecek.

Herkesi etkinliğimize bekliyoruz… Görüşmek dileğiyle!

Sürdürülebilirlik Gündemi’nde yapay resifleri ve biyoçeşitliliği konuştuk

Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali’nde (SYFF2021) Yönetim Kurulu Üyemiz Çağatay Ankaralı’nın yönetmenlerinden biri olduğu Barınak filminin ilk gösterimi gerçekleştirildi. Gösterimin ardından, Öğretim Üyesi Dr. Benal Gül ile yapay resifleri ve biyoçeşitliliği, Türkiye’deki yapay resif uygulamalarını ve su altı parklarının önemini konuştuk.

Yapay resifler, deniz canlılarına yaşam alanı oluşturmak için insan eliyle inşa edilen su altı yapılarıdır. Dünyada birçok amaç için kullanılabilmektedirler. Türkiye’deki yapay resiflerin kullanım alanlarını Öğretim Üyesi Dr. Benal Gül’den dinledik. “İlk hedeflerimizden biri, kıyılarımızda yaşam ortamlarının bozulmasını veya kaybolmasını telafi etmek ve ekosistemi desteklemek. Bunun yanı sıra, balıkçılık faaliyetlerinde olumsuz bir durum söz konusuysa, özellikle küçük ölçekli balıkçı dediğimiz olta balıkçısı, paragat balıkçısı için sürdürülebilir kaynak kullanılacak şekilde bir av sahası oluşturmak. Ülkemizdeki başka bir yapay resif kullanım amacı da turistik dalış faaliyetlerine yönelik dalış alanları oluşturmak.”

Yapay Resifler, Biyoçeşitlilik ve Su Altı Parkları

Yapay resiflerin biyolojik çeşitliliğin geliştirilmesine katkı sağlaması konusunda farklı görüşler var. Dr. Gül’e göre, yapay resif projeleri iyi düşünülür ve planlanırsa biyoçeşitliliğin geliştirilmesinde katkı sağlanabilir. “Yapay resifleri, daha önceden biyolojik çeşitliliğe sahip olan, yasa dışı trol faaliyetleri sonucu orada yaşayan deniz canlıların tüketildiği ya da ortamdan kaçtığı alanlara yerleştiriyoruz. Bizim orada artırmaya çalıştığımız biyoçeşitlilik, eskiden var olan, şu anda tamir etmeye çalıştığımız bir biyoçeşitllilik. İyi düşünülmüş, iyi planlanmış projeler ile bunu başarmak mümkün.” Başarılı bir proje için değerlendirme ve izleme çalışmalarının öneminin altını çizen Dr. Gül, habitata zarar vermeyen, çevredeki paydaşlarla çatışma yaratmayan, bilimsel olarak raporlanmış ve izlenmiş projeler gerçekleştirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Türkiye’deki yapay resif uygulamalarını, İstanbul Yapay Resif Projesi’ni ve su altı parklarını da yayınımızda ele aldık. Su altı parkı uygulaması konusunda, ülkemizin yüksek potansiyeli olduğuna inanan Dr. Gül: “Su altı heykelleri nispeten doğal ve insanlara suyun altına indiklerinde kültürel, sanatsal zevk de verebilecek materyaller. Ülkemizde bu tarz çalışmaların daha çok desteklenmesi, tercih edilmesi gerektiğine inanıyorum. Artık ülkemiz kıyılarında dalış turizmi amaçlı gemi batırılmaması gerektiğini düşünüyorum.”

Barınak Hakkında

İklim değişikliği, sadece kara hayatını değil, deniz sularının sıcaklıkları arttıkça doğal yaşamı da olumsuz etkiliyor. Denizlerdeki en önemli sorunlardan biri de yok olan resifler. Yosunlar, algler, yengeçler, sürüngenler, deniz kaplumbağaları gibi pek çok deniz canlısı resiflerde gelişen ve yaşayan canlılardır. Bazı insanlar sudaki yaşamın devam edebilmesi, sahil şeridinin erozyondan korunması, sudaki ekosistemin çeşitlenmesi için yapay resifler inşa etmektedirler. İklim değişikliğini konuşmadığımız yıllarda yapay resifler balık üretimini artırmak için kullanılırken, son yıllarda deniz kirliliğinin önlenmesi, su kalitesinin artırılması, ekosistemin yenilenmesi gibi koruma amaçlı yapılmaktadır.

Barınak filminin yönetmenleri Umut Sarıboğa ve Çağatay Ankaralı; yapay resifler su canlıları için bir barınak olabilir mi sorusunun yanıtını arıyorlar.

Sürdürülebilirlik Gündemi’nde yapay resifleri ve biyoçeşitliliği ele alıyoruz

Sürdürülebilirlik Gündemi'nin konuğu İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Benal Gül olacak.

Yönetim Kurulu üyemiz Çağatay Ankaralı’nın yönetmenlerinden biri olduğu Barınak filmini 1 Aralık Çarşamba günü Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali’nde gösterimde. Barınak filminin gösteriminin ardından, Öğretim Üyesi Dr. Benal Gül ile yapay resifleri ve biyoçeşitliliği konuşacağız.

Sürdürülebilirlik Gündemi, 1 Aralık 2021 Çarşamba günü saat 13.45‘te Sürdürülebilirlik Adımları Derneği YouTube kanalında olacak.

Festival kapsamında Barınak filmini izlemek için lütfen tıklayın.

Barınak Hakkında

İklim değişikliği, sadece kara hayatını değil, deniz sularının sıcaklıkları arttıkça doğal yaşamı da olumsuz etkiliyor. Denizlerdeki en önemli sorunlardan biri de yok olan resifler. Yosunlar, algler, yengeçler, sürüngenler, deniz kaplumbağaları gibi pek çok deniz canlısı resiflerde gelişen ve yaşayan canlılardır. Bazı insanlar sudaki yaşamın devam edebilmesi, sahil şeridinin erozyondan korunması, sudaki ekosistemin çeşitlenmesi için yapay resifler inşa etmektedirler. İklim değişikliğini konuşmadığımız yıllarda yapay resifler balık üretimini artırmak için kullanılırken, son yıllarda deniz kirliliğinin önlenmesi, su kalitesinin artırılması, ekosistemin yenilenmesi gibi koruma amaçlı yapılmaktadır.

Barınak filminin yönetmenleri Umut Sarıboğa ve Çağatay Ankaralı; yapay resifler su canlıları için bir barınak olabilir mi sorusunun yanıtını arıyorlar.

Sürdürülebilirlik Gündemi’nde İkinci Elin Sürdürülebilirliğe Katkısı Konuşuldu

Sürdürülebilirlik Gündemi'nde ikinci elin sürdürülebilirliğe katkısını sahibinden.com Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Nazım Erdoğan ile konuştuk

sahibinden.com çok yakın bir zamanda “İkinci Elin Sürdürülebilirliğe Katkısı” raporunu hazırladı ve e-ticarette ikinci el etkisinin sürdürülebilirliğe katkısını somut sayısal veriler üzerinden ortaya koydu. Nazım Erdoğan ile hazırladıkları rapordaki çarpıcı verileri, tüketim alışkanlıklarını değiştirmemizin önemini ve Türkiye’deki ikinci el alışveriş algısını konuştuk.

Nazım Erdoğan: “2020 yılında, bizim aracılığımızla gerçekleşen ürünlerin el değiştirmesi sayesinde, 1.9 milyon ton karbondioksite eşdeğer emisyonun engellendiğini gördük. Bu İstanbul-New York arasında 200 yolcu kapasiteli bir uçağın 200 bin uçuşuna denk geliyor.” Erdoğan iş modellerini, Türkiye’deki ikinci el alışveriş algısını değiştirmek için yaptıkları çalışmaları, gelecek planlarını da bizlerle paylaştı. Atılan hiçbir adımın ufak olmadığının altını çizen Erdoğan: “Bizim bir değişiklikten gezegene sağlayacağımız katkı okyanustaki bir damla bile olsa, biz elimizden gelen her şeyi yapmaya hazırız.”

İkinci Elin Sürdürülebilirliğe Katkısı Raporu

İkinci Elin Sürdürülebilirliğe Katkısı Raporu’nun ortaya koyduğu verilere göre 2020 yılında sahibinden.com üzerinden yapılan ikinci el alışveriş sayesinde:

  • İstanbul – New York arası gerçekleşen 200.000 bin uçuşun neden olacağı emisyon,
  • Yılda 13.776 km yol yapan yaklaşık 550.000 arabanın sebep olduğu emisyon,
  • 80 tane İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadyumu yapımında kullanılan çelik,
  • 5 milyar akıllı telefon üretiminde kullanılan alimunyum,
  • 32 milyon plastik sandalyeye denk gelen plastik miktarı kadar tasarruf sağlandı.

Amaçlar için İletişim – Faik Uyanık, UNDP Türkiye İletişim Koordinatörü

Sürdürülebilirlik Adımları Derneği olarak Hollanda Kraliyeti Başkonsolosluğu desteğiyle gerçekleştirdiğimiz proje kapsamında, Amaçlar için İletişim Sohbetleri kapanışını yapıyor.

Amaçlar için İletişim Sohbetleri’nin son konuğu UNDP Türkiye İletişim Koordinatörü Faik Uyanık olacak.

Amaçlar için İletişim Sohbetleri’nin onuncusu 24 Kasım Çarşamba günü, 16:30‘da gerçekleşecek. UNDP Türkiye İletişim Koordinatörü Faik Uyanık’ı ağırlayacağımız yayınımızda, sürdürülebilirlik iletişimini, iletişim kampanyalarını ve UNDP Türkiye’nin çalışmalarını konuşacağız.

24 Kasım Çarşamba, 16:30‘da herkesi Sürdürülebilirlik Adımları Derneği YouTube kanalına bekliyoruz.

Amaçlar için İletişim Sohbetleri Nedir?

Amaçlar için İletişim Sohbetleri, Hollanda Kraliyeti Başkonsolusluğu tarafından desteklenen Amaçlar için İletişim Projesi kapsamında gerçekleşiyor. İletişim ve sürdürülebilirlik alanında uzmanları ağırladığımız serimizde, medya ve iletişimin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmamızdaki rolü, bağımsız medya ve sürdürülebilirlik iletişimi üzerine konuklarımızla sohbet ediyoruz. Dernek Genel Sekreterimiz Doğa Tamer’in moderatörlüğünde gerçekleşen yayınlarda, konuklarımızın kendi hikayelerini dinleme fırsatı buluyor, “gelecek adına neden umutlu olmalıyız?” sorusuna birlikte yanıt arıyoruz.

İklim Haberciliği – Özgür Gürbüz, Ekosfer Derneği

Sürdürülebilirlik Adımları Derneği olarak Hollanda Kraliyeti Başkonsolosluğu desteğiyle gerçekleştirdiğimiz proje kapsamında, Amaçlar için İletişim Sohbetleri devam ediyor.

Amaçlar için İletişim Sohbetleri’nin konuğu Ekosfer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Gürbüz olacak.

Amaçlar için İletişim Sohbetleri’nin dokuzuncusu 27 Ekim Çarşamba günü, 16:30‘da gerçekleşecek. Ekosfer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Gürbüz’ü ağırlayacağımız yayınımızda, iklim kriziyle mücadelede gazeteciliğin önemini, iklim haberciliğinin ne olduğunu ve nasıl yapılması gerektiğini, Ekosfer Derneği olarak çalışmalarını konuşacağız.

27 Ekim Çarşamba, 16:30‘da herkesi Sürdürülebilirlik Adımları Derneği YouTube kanalına bekliyoruz. Yayın linkine profilimizdeki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Amaçlar için İletişim Sohbetleri Nedir?

Amaçlar için İletişim Sohbetleri, Hollanda Kraliyeti Başkonsolusluğu tarafından desteklenen Amaçlar için İletişim Projesi kapsamında gerçekleşiyor. İletişim ve sürdürülebilirlik alanında uzmanları ağırladığımız serimizde, medya ve iletişimin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na ulaşmamızdaki rolü, bağımsız medya ve sürdürülebilirlik iletişimi üzerine konuklarımızla sohbet ediyoruz. Dernek Genel Sekreterimiz Doğa Tamer’in moderatörlüğünde gerçekleşen yayınlarda, konuklarımızın kendi hikayelerini dinleme fırsatı buluyor, “gelecek adına neden umutlu olmalıyız?” sorusuna birlikte yanıt arıyoruz.