Her yıl yüzlerce ülkenin katılımı ile gerçekleşen Taraflar Konferansı'nın (COP) bu yıl Glasgow'da 26.'sı gerçekleşti. Zirvede kömürden çıkış, ormansızlaşmanın engellenmesi, metan gazı emisyonlarının azaltılması gibi konularda yeni taahhütlerde bulunulsa da atılacak adımlar iklim krizinden çıkış için yetersiz bulundu. Avrupa İklim Eylem Ağı, Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz ile COP26 sonrası gündemi, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve adil dönüşümü, iklim krizinden çıkış için atılması gereken adımları konuştuk.
Özlem Katısöz’e göre, COP26 iklim krizinden kaynaklı zararların karşılanması için ayrı bir finansman aracının oluşturulması, daha iddialı iklim hedefleri koyulması, fosil yakıtlardan çıkışın gündeme alınması açısından başarılıydı. Ancak iklim anlaşmasında son dakika yapılan kelime revizyonları, iklim krizinde büyük payı olan ülkelerin elini taşın altına koymaması, COP26’nın kapsayıcılığı tartışma konusuydu. Katısöz: “COP26 ile kömürün bir geleceğinin kalmadığı, geride bırakılması gereken bir kaynak olduğu resmileşmiş oldu.”
İklim krizi ile uluslararası mücadelede Türkiye’nin konumunu da tartıştık. Özlem Katısöz’e göre, Avrupa Yeşil Mutabakatı Türkiye’nin Paris Anlaşması’na taraf olmasının arkasındaki güçlü motivasyonlardan biri. Katısöz: “Türkiye finansa erişim konusu nedeniyle Paris Anlaşması’na taraf olmuyordu. İklim krizi ile mücadelede belirleyici bir ülke olabilecekken geride kalan, reaksiyon gösteren ülke konumunda oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Paris Anlaşması’na taraf olacağımızı söylemesiyle, Türkiye için yeni bir dönem başladı. Daha önemli bir gelişme ise Türkiye’nin 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefini açıklamasıydı.”
İklim Krizinden Çıkış
Avrupa İklim Eylem Ağı’nın çalışmalarını, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın iklim krizi ile mücadelede rolünü ve adil dönüşümü sohbetimizde ele aldık. Katısöz’e göre, iklim krizi ile mücadelede sektörel değişimler tasarlanırken kırılgan gruplar için adaletin sağlanması gerekiyor. Katısöz: “Adil dönüşüm, meşakkatli ama kritik de bir konu. Kırılgan grupların geride kalmaması, mağdur olmaması, hatta dönüşümün yarattığı fırsatlardan öncelikle kırılgan grupların faydalanması anlamına geliyor. Kimsenin geride kalmadığı bir dönüşümden bahsediyoruz.”
Adil dönüşümün sosyal politikalar, iş gücü ve meslek politikaları ile birlikte ele alınması gerektiğini söyleyen Katısöz sözlerine şöyle devam etti: “Küresel sıcaklığı ortalama 1,5 derece ile sınırlandırmak istiyorsak karbon yoğun sektörlerin ortadan kalkması lazım. Artık kömürden elektrik üretmememiz, petrolü ve doğalgazı bırakmamız lazım. Bu bazı sektörlerin ortadan kalkması anlamına geliyor. O sektörlere bağlı iş gücünün, yerel ekonominin tamamen değişmesi gerekiyor. O iş gücünün başka düşük karbonlu iklim nötr sektörlere dönüşmesine dayalı politika uygulama mekanizmalarının tasarlanması adil dönüşümün önemli parçalarından bir tanesi.”
Dönüşüme Hazır Olmak
Katısöz: “Bu gezegen bizimle ya da biz olmadan var olacak. Barınmaya, gıdaya, temiz havaya, suya erişmek istiyorsak iklim krizinin varlığını tanımalıyız. Bunu reddetmemeliyiz ve dönüşüme hazır olmalıyız. Emisyona sebep olan sektörlerin dönüşümünden bahsediyoruz. Bu ancak üst ölçek politika kararlarıyla başarılabilir.”